Best Replica Watches replica watches

 Siteiçi Arama

Sonuçlar 2-3 saniye gecikmeli gelir.


Kullanıcı Girişi
Kullanıcı Adı
Şifre
Şifrem
Yeni Kayıt
Linkler
Koruma Kontrol Genel Müd.
T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
Tarım Bakanlığı Yayınları
Tarım Kredi Kooperatifler Birliği
Dünya Tarım Örgütü(TÜRKİYE)
Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü(FAO)

 
HUMİK ASİTİN YAPISINI AYDINLATMAK AMACIYLA YAPILAN BAZI ÇALIŞMALAR

HUMİK ASİTİN YAPISINI AYDINLATMAK AMACIYLA YAPILAN BAZI ÇALIŞMALAR

Schnitzer and Vendette (1975), arktik topraklardan ekstrakte ettikleri humik asit karbonunu % 56.2, azotu % 4.3 olarak belirlemişlerdir. Yine humik asitlerde toplam asitliği 5.99-9.65 meq g-1, COOH gruplarını 3.98-5.72 meq g-1, fenolik-OH gruplarını da 2.07-4.97 meq g-1 olarak bulmuşlardır.

Lisanti ve Ziechmann (1976), humik maddelerin bileşimi üzerine yaptıkları araştırmada, humik maddelerin çeşitli formlarının, aromatik bileşiklerin biyosentezi ile meydana gelen ürünlerin daha küçük bileşenlere parçalanması sonucunda oluştuğunu saptamışlardır. Bununla birlikte, humik asitin yapısında kimyasal olarak daha fazla aktif aromatik bileşiklerin bulunduğunu ve humik olmayan bileşikler ile reaksiyona girdiğini görmüşlerdir.

Chen ve Schnitzer (1976b), farklı pH’larda humik ve fulvik asitin özelliklerini inceledikleri çalışmada, humik asitin pH 7.0’de ve fulvik asitin pH 1.0 ve 1.5’de yüksüz polimerlere benzer şekilde davrandığını belirlemişlerdir. Ayrıca, her iki materyalin de daha yüksek pH’larda kuvvetli elektrolit özellik gösterdiğini ve çubuk şeklindeki partiküllerden oluştuğunu saptamışlardır.

Cheshire vd (1977), toprak organik maddesindeki humik ve fulvik asitin, bünyesinde bulunan Cu, Mn ve V ile meydana getirdiği komplekslerin özelliklerini incelemişlerdir. Humik asit ve fulvik asit ile metal kompleksler  arasında oran olarak en geniş oranı (%15) Cu olduğu; Al, Ca, Ni ve V ile oluşturduğu komplekslerin ise, % 3-8 arasında değişen oranlarda bulunduğu sonucu elde edilmiştir.Ancak, Fe, Ti, Cr, Ba ve Sr’un kompleks içindeki payı % 1’den az olarak belirlenmiştir. Ayrıca analizler sonucunda Fe ve Ti’un humik asitin içerisinde bulunduğu; Mn ve Cr’un fulvik asit içinde hakim fraksiyon olduğu bulguları elde edilmiştir.

Martin vd (1977), humik asit ve fulvik asitin bileşimini Prolisis Gas Kromatoğrafisi ve Kütle Spektrometresi aletleri yardımı ile incelemişlerdir. Sonuçta, fulvik asitin bünyesinde proteinler ve polisakkaritlerin en büyük grupları oluşturduğunu ortaya koymuşlardır. 

Stevenson (1977), sabit pH’da  humik asitin bulunduğu çözeltiye belirli bir düzen içerisinde metal iyonlarının ilavesi yaparak humik asit tarafından iki değerlikli metal iyonların bağlanma durumlarını belirlemiştir. Araştırıcı, oluşan bileşiklerin stabilitesini mükemmel olarak değerlendirmiş ve kompleks meydana getirme düzeninin ise Cu>Pb>Cd>Zn şeklinde olduğunu bildirmiştir. Kompleks dayanıklılığını gösteren log K2 değerinin geniş pH aralığında çok az değiştiğini ve katyonların konsantrasyonunun düşmesi halinde stabilitenin arttığını belirlemiştir.

Vaughan ve Ord (1982), yaptıkları çalışmada humin asidi ve ondan elde edilen asit özlü artıkların ksantin-ksantin oksidaz sistemi içinde oluşturulan süperoksit radikallerinin üretimini harekete geçirdiğini ortaya koymuşlardır.Çeşitli yapay humin asitlerinin basit fenolik maddelerin oksidasyonunun hızlandığını, ancak bu hızlandırmanın derecesinin başlangıçta fenole bağlı olduğunu belirtmişlerdir. Araştırma sonucunda fulvo asit ve su ile ekstrakte edilebilir toprak organik maddesinin, öz üretiminin hızlandırılmasında humin asitten daha az etkili olduğu belirlenmiştir. Süperoksit dismutazın aktivitesi oksijeni yok edici bir enzim ve aynı zamanda humin asit tarafından arttırılmıştır. Bununla beraber, fulvo asit su ile ekstrakte edilebilir, toprak organik maddesinin dismutazın aktivitesi üzerinde çok az etkili olduğu sonucuna varılmıştır.

Ricca vd (1983), yaptıkları çalışmada leonarditten elde edilen humik asitin özelliklerini incelemişlerdir. Sonuç olarak, leonardit’in aromatik dokudan oluştuğunu ve kısa zincirli aromatik bağların bünyesinde karboksil grubunun fazla olduğunu, çok düşük düzeyde inorganik fosforun bulunduğunu belirtmişlerdir.

Varshovi ve Sartain (1993), ticari olarak kullanılan bir humatın dekomposizyonu süresince meydana gelen kimyasal değişimi ve özelliklerini araştırdıkları çalışmada, humatın kimyasal bileşiminin % 58 organik madde, % 32 kül ve % 10 nemden oluştuğunu bildirmişlerdir. Humik fraksiyonun % 76 gibi büyük çoğunluğunun humik asit, % 18’inin ise fulvik asitten oluştuğunu belirlemişlerdir. Organik bileşiminin ise, % 59 C, % 36 O ve % 5H’den oluştuğunu ve bu bileşimin humik asitin yapısı olduğunu ifade etmişlerdir. Humatın inorganik bileşiminin ise, orijinine bağlı olmakla birlikte büyük kısmının Al’dan oluşması sonucunda humatın floküle edici ve çöktürücü olarak da kullanılabileceğini vurgulamışlardır. Araştırıcılar, humatın dekomposizyonu için dört haftalık inkübasyon süresince açığa çıkan CO2 miktarı sonucunda, humatın mikrobiyal degradasyona dayanıklı olduğunu ortaya koymuşlardır. Bununla birlikte, humatların bünyesinde bazı dekompoze olabilir C bileşiklerin varlığını da vurgulamışlardır. Tarımsal amaçlarda humatın kullanımı için, humat bileşiğinin kül kapsamının düşük, floküle edici özelliğinin de yüksek olmasının zorunlu olduğunu belirtmişlerdir.
 
MAKALELER

Yeni Eklenenler
Banka Hesap Numaralarımız
Efsus ÇİNKO-11
Efsus ÇİNKO-11
Efsus ÇİNKO-11
Efsus KOMBİ
Efsus MİKROMİKs
Efsus 13.38.0
Efsus 10.15.10
Efsus FOSFONİT 28.5.0
Efsus NP 20.20.0
Efsus LIFE 5.10.10
Efsus NPK 12.11.7
Efsus K-HUMAT * Toz Humik Asit
Efsus Humus -Sıvı Humik Asit
Efsus Organik AS

Döviz Bilgileri
(Doviz)
Alış
Satış

Dolar:
18.7592
18.7930
Euro:
20.3386
20.3752
Güncelle

Biyotar Anket

Daha önce toprak analizi yaptırdınız mı?

EVET
HAYIR

Her 6 saatte bir anketimize katılabilirsiniz.